13 yaşında rol aldığı Dadı adlı diziyle yıldızı parlayan Sinem Kobal, liseli kız rollerinden sonra artık kendini oyunculukta ispatlamakta kararlı. Artık olgunlaşmış rollerle izleyici karşısına çıkacağını söyleyen Sinem Kobal, "Şöhreti çok fazla yaşamıyorum ama insanların benim adımı duvarlara yazdığını görünce gülüyorum. Nuri Alço'dan sonra yeni moda oldum" dedi.
Lise dizilerinin vazgeçilmez öğrencisi Sinem Kobal "geçiş dönemi" kabul ettiği yeni dizisi "Selena"daki rolüyle yeniden ekranlarda. 19 yaşındaki güzel oyuncu, işine olan aşkı ve mütevazı tavırlarıyla kariyer basamaklarını hızla tırmanacağının sinyallerini veriyor.
Henüz çok genç ve güzelsiniz. Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Sonuç olarak oyunculuk zor bir meslek...
- 13 yaşında "Dadı"ya başlamamla karar verdim diyebiliriz. Daha önce sekiz yıl bale yapmıştım ve kesinlikle aklımda oyuncu olmak yoktu. Hiçbir zaman sahneden uzak değildim. 3-4 yaşımdan beri sanata ilgim vardı. Dadıda Haldun Dormen ile çalışırken oyunculuğun bana en yakın meslek olduğuna karar verdim. Dadıdaki rolümle de patladım zaten. Arkasından Okul filmi; Nefes Nefese, Lise Defteri gibi televizyon dizileri geldi. Tansiyon ve Şahane Pazardaki sunuculuk deneyimimle de "yapmak istediğim budur" dedim ve bu yolda ilerliyorum.
Halen üniversite öğrencisisiniz. Oyunculuk yoğun bir tempo gerektirir. Bu durumun üstesinden nasıl geliyorsunuz?
- Okulla birlikte oyunculuk zor. Televizyon dizileri ve sinema filmi setleri çok yorucu oluyor. Buna rağmen okuluma aksatmadan gidiyorum. Beykent Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetiminde okuyorum. Okulda hocalarım da çok yardımcı oluyorlar, iş yüzünden kaçırdığım derslerin notlarını veriyorlar. Böylece okul ve işi bir arada yürütebiliyorum.
Sizi hep birbirine benzer rollerde gördük. Mini etekli, şirin, çıtır liseli kız. Bu durum oyunculuk anlamında sizi hangi noktaya getirdi?
- Dört tane gençlik dizisi çevirdim ama dört rolün de karakteristik özellikleri farklıydı. Bu yüzden çok benzer dememek gerek. Kendi yaş grubumda farklı karakterleri oynamak zevkliydi. Lise oyuncusu olarak oynayabileceğim çoğu rolü tükettim herhalde. Bu kadar lise öğrencisini oynadıktan sonra daha farklı, daha olgun bir rol istedim ve tam zamanında Selena rolü teklif edildi. Bu rolün benim geçiş dönemim için çok doğru bir seçim olduğunu düşünüyorum. Ne liseli genç kız halime ihanet etmiş oldum; ne de beni beğenen orta yaşlı kitleye.
Yaz aylarında ekranlarda hep sevgilinle görüntüleriniz dönüyordu. Bu durum; işiyle anılmak isteyen bir oyuncu için tezat oluşturmuyor mu?
- Benim iki yıllık bir ilişkim var. Bunda da bizim bir kare fotoğrafımız, tek görüntümüz vardır. Haftalarca ekranlarda ve gazetelerde bununla yer aldık. "Çıkmak istemiyordum, yakaladılar" sözüne de inanmıyorum. İstemezsen medyanın olduğu yerlere gitmezsin, oralarda eğlenmezsin. Yazın yayınlanan görüntüler yakın bir arkadaşımızın düğünü için Bodruma gittiğimiz sırada çekildi. Beni rahatsız eden bir şey yok. İşimle ilgili haberleri ve magazin haberlerini oranlarsak daha çok yaptıklarımla gündeme geliyorum ve bundan dolayı da mutluyum.
Hakkınızda birçok eleştiri yapıldı. Bunların arasında iyileri kadar kötüleri de var. Güzelliğinizle mi bir yerlere geldiniz?
- Oyunculukla bir yerlere gelmeye çabalıyorum ama eleştirinin her türlüsüne açığım. Demek ki, dikkat çekiyorum ve insanlar bu yorumları yapıyorlar. "O, bunu demiş kaale almam", "İyi bir oyuncuyum" deyip geçemem. Güzel olunca, yaptığın işlerin değerini azaltıyorlar. Nasıl bir oyuncu olduğumu ilerleyen zamanlarda farklı rolleri canlandırdığımda anlayacaklar. Kendi fanlarım da var. Hatta bazıları adımı duvarlara yazıyorlar (gülüyor). Nuri Alçordan sonra yeni moda oldum. Allahrtan duvarlara yazıyorlar, mesaj atıp, arayıp rahatsız edici olmuyorlar.
n Çocuk yaşından itibaren tiyatro, televizyon ve sinemada yer almanıza rağmen şımarmamış görünüyorsunuz.
- 13 yaşında arkandan insanlar "Aaa Dilara" deyince o yaştaki popülarite ile havaya girmen çok doğal. Ailem sayesinde ben bunu yaşamadım. Havaya girseydim beni her akşam başka bir yerde eğlenirken görürdünüz. Ben de herkes gibi kendi arkadaş grubumla eğlenmeyi, sinemaya gitmeyi, evde muhabbet etmeyi seviyorum. Öyle şöhreti çok fazla yaşamıyorum. İşimde başarı ilk hedefim. İstesen de istemesen de zaten bu işi yaparken güzelliğin yüzünden çok dikkat çekiyorsun. Tüm objektifler sana yönlendiriliyor. Kendime baktığım zaman kendimi iyi koruduğumu düşünüyorum.
Yeni sezonda Sinem Kobal adını kaç yerde daha duyacağız?
- Bir televizyon programı sunuculuğu var ama teklifleri değerlendiriyorum şu an. Çünkü "Selena" çok yoğun çalışma temposu gerektiriyor. Belki fırsat bulursam, araya bir de tiyatro oyunu sıkıştırmayı düşünüyorum. İş anlamında çok yere el atıp bölünmeyi doğru bulmuyorum. Hakkını vererek yapabileceğim her şeyi yapmak istiyorum.
Dans dersi aldım ama hálá Yıldız Tilbe gibi oynuyorum
Modada 70ler mi 80ler mi?
- 70lerdeki hanımların asaleti hoşuma gidiyor. Duruşları, dar kıyafetleri, dik duruşları... Bana uzak ve yaşamadığım bir dönem olduğu için de hoş geliyor olabilir.
Favori mekanlarınız...
- Balıkçılarda geziyorum, Caddebostanda "Rakı Balık" diye bir yer var. Çingeneler eşliğinde şarkı türkü söylüyorsun. Çok keyifli bir yer. Gece çok nadir dışarı çıktığım zamanlardan birinde Cahideye gitmiştim. Orada da çok eğlendim. Daha çok eğlendiğim 15-20 kişilik bir grubumuz vardır. Ev muhabbetleri, yemek yapmalar... O grupla eğlendiğim kadar en pahalı yere gitsem eğlenemem.
Müzikle aranız nasıl?
- Kapı tıkırtısına oynayanlardanım. Küçüklüğümden beri dans dersleri aldım, bale ve latin dansları yaptım ama kendime ait bir Yıldız Tilbe misali dans tarzım var. Evlere şenlik! Müzikle aram iyidir, her müzik dalını severim. Ruh durumuna bağlı olarak müzik dinliyorum genellikle.
Cuma Ocak 23, 2009 4:24 pm