Bugüne kadar hep liseli kızı oynayan Sinem Kobal ‘Romantik Komedi’de kendi deyimiyle ilk kez olgun bir kadın rolünde.
Oyuncu, “Çocuk yaşta yaptığım bale bana hayatımdaki disiplini kazandırdı. Çalıştığım herkes çalışma şeklimden emindir” diyor Çocuk denecek yaşta televizyon dünyasına adım attı Sinem Kobal... Oynadığı ‘Dadı’ dizisinin ardından ‘Selena’ ile çocukların en sevdiği oyuncular arasına girdi. Büyüdü, serpildi, yeteneğinin yanı sıra güzelliğiyle dikkat çeken biri oldu. Şöhreti ve ünü ciddiye almadan yaşadı hayatını. Bugüne kadar hep liseli kızı oynayan Kobal, ‘Romantik Komedi’ adlı filmde ilk kez olgun bir kadın olarak geçti kamera karşısına. Aşık olduğu erkeği kendine aşık etmek için çabalayan Didem karakterini oynayan Kobal “ Her kadın saf sevgiyi ve aşkı arar” diyor.
İlk kez 16 yaşında sinema filminde oynadın. Bu kaçıncı filmin? Sinan Çetin’in yapımcılığını üstlendiği ‘Okul’la ilk sinema filmimi çektim. Ardından ‘Ayakta Kal’ı oynadım. Sinemada yeni bir yüz olduğum için diğer filmler benim için bir denemeydi. ‘Romantik Komedi’ benim için ilk film tadında. İlk kez olgun bir kadını oynuyorum. 22 yaşındayım biraz daha sorumluluk almam gerekiyor.
Projede senin ilgini çeken şey neydi? Boyut Film’den aradılar ve senaryoyu yolladılar. Senaryoyu bir solukta okudum. Romantik komedi olması çok hoşuma gitti. İyi bir tür olduğuna inanıyorum. Biz kadın erkek ilişkilerini, aşk hayatlarını, duygusallığı hep yabancıların gözünden izliyoruz. Kalite olarak yabancı romantik komedileri aratmayacak tatta oldu. Muhteşem bir yönetmenimiz vardı. Hem erkek, hem kadın dünyasını anlatan bir film.
Oldukça geniş bir kadro ve iyi isimler var. Çekimlerde ego savaşı yaşandı mı? Bu kadar çok oyuncunun olduğu kadroda anlaşmazlık çıkmaması çok güzel bir şey. Kendi işini yapmaya odaklanmış, sindirmiş, birbirine yardım eden bir ekiptik. Birbirimizle çok iyi paslaştık. O yüzden ego savaşı yaşanmadı. Enerjimiz çok yüksekti ve çok eğlendik.
Yapımcıların seni tercih etmelerinin en büyük nedeni nedir sence? Çocuk yaşta yaptığım bale bana hayatımdaki disiplini kazandırdı. Benim çalıştığım herkes disiplinimden çok emindir. İş disiplinimi severler ve bu da beni çok mutlu ediyor.
Oynadığın Didem karakteri nasıl biri? Üç kızın hayatlara bakış açısını ve yaşadıklarını anlatıyoruz. Didem, çok içten, iyi niyetli, eğlenceli, hayattan tat almayı seven, patavatsız ve umut dolu bir kız. Kendi karakterini çok iyi bilmiyor. Dostluğa çok önem veriyor. Kendini keşfetmesi için bir amaca ihtiyacı var. Bu amacı bir adama aşık olunca buluyor. Didem’de çok üzüldüğüm, çok sevdiğim, çok heyecanlandığım bir sürü yer oldu. Canlandırması zor ama çok keyifli bir karakterdi.
Kendinden dört yaş büyük birini oynuyorsun.Rolüne hazırlanırken nasıl bir yol izledin? Benden çok farklı biri Didem. Ben çok realist, ayakları yere basan, daha mantıklı hareket eden ve sakin biriyim. Didem’le ortak noktamız iyi niyetli ve dostlarına bağlı olması. Bol bol gözlem yaptım. Film öncesi yaptığım workshop da bana çok yardımcı oldu.
Bütün deneyimlerini bu filme aktardın diyebilir miyiz? Cebimde birikmiş çok not var. Öğreneceğim çok şey var. Daha 22 yaşındayım. Dokuz yıldır bu işi yapıyorum ama yolun çok başındayım. Zaman içerisinde oynadığım farklı karakterlerle kendimi göstereceğim. Burada komik yönümü insanlara aktarıyorum.
Mantıklı ve realist biri olarak Didem’i oynarken ona imrenmedin mi? Didem kadar pozitif olmayı çok isterdim. Hayatımız drama. Sokakta tinerciler, aç insanlar, depremler bizi çok etkiliyor. Zor bir hayat yaşıyoruz. Böyle bir ortamda her şeye olumlu bakabilmek çok zor. Didem kadar olumlu bakabilseydim işim daha kolay olurdu.
Aşk için emek vermek gerekiyor Filmde bir erkeğe aşık oluyorsun ve onu kendine aşık etmek için çabalıyorsun. Didem beyaz atlı prensini bulduğuna inanıyor. Her kadın saf sevgiyi ve aşkı arar. Didem onu bulduğunu düşünüyor. Onunla ilişkisinde hata yapmak istemiyor. ‘Erkekleri Etkilemenin Yolu’ diye bir kitap alıyor. Mücadele ederken ne kadar güzel, yetenekli ve başarılı olduğunu anlıyor. Sen kendi değerini bilmezsen, kimse bilmez. Didem bunu keşfediyor.
Hiç hayatında birine aşık olup onu elde etmek için kendini parçaladın mı? Hayatta her şey için çabalamak gerekiyor. Hiçbir şey size hazır sunulmuyor. Şans çok önemli bir şey, önemli olan onu değerlendirip, çalışmak. Emek vermeden kimse size altın tepside bir şey sunmuyor. Aşk için de emek vermek gerekir.
Genelde emek veren ya da çabalayan kadınlar mı oluyor? Aşk üzerine çok fazla şey söyleyebilecek yaşta değilim. Ne söylesem komik olur. “Ne yaşadın da ne konuşuyorsun?” derler. Yaşayıp görmek lazım.
Günümüzde yaşanan kadın-erkek ilişkileriyle ilgili neler söyleyeceksin? Eski aşkları, ilişkileri yaşamanın çok zor olduğunu hep duyuyorum. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da umudumuzu kaybetmemeliyiz. Aşk adına umutlarını kaybetmiş çoğu insan, bu filmden sonra daha umutlu olacaklar. Erkekler yüzeysel, kadınlar detaycı bakıyor olaylara.
Yaptığın işte ego tavan yapabiliyor. Kendini korumak için neler yaptın? Benim gerçek bir dünyam var. Kendimi geri planda tutmaya çalıştım hep. Yaptığım işlerle konuşulmak için çaba harcadım. Bu piyasada işine konsantrasyonunu bozacak çok fazla etken var. Gelen şöhreti ve ünü çok fazla ciddiye almadan kendi dünyamda yaşamaya çalıştım. Şöhret kavramını sevmiyorum önemli olan başarı.
Küçük yaşta para kazanmak nasıl bir psikoloji yarattı sende? Aileme destek olmak, onların yükünü azaltmak beni hep mutlu etti. Sorumluluk sahibi olmamı sağladı. Hiçbir zaman benim param diye bir şey olmadı.
Hiçbir zaman alışveriş delisi olmadım Kıyafet konusunda çok zorlandığını söyleyen Sinem Kobal “Yaşıma uyar mı, uymaz mı durumunu çok yaşadım. Büyümek gibi bir isteğim hiç olmadı. Öyle 5 -10 bin dolarlara ayakkabılar, çantalar, kıyafetler almıyorum. Hiçbir zaman alışveriş delisi olmadım. Çocukluğumdan beri setlerde makyaj, süs, takı derken onlara doydum. Sade olmayı seviyorum” diyor.
arda_gs_cemre
SinemKobalFan♥Üye
Kayıt Tarihi : 05/08/09Mesaj Sayısı : 632Başarı Puanı : 1026Rep Puanı : 1