Hem yer aldığı projeler hem de Galatasaray’ın kaptanı Arda Turan’la yaşadığı aşk, onu sürekli gündemde tutuyor. Fotoğrafları basına yansısa, haklarında birçok haber çıksa da bugüne kadar özel hayatıyla ilgili tek kelime etmeyen güzel oyuncu, sonunda suskunluğunu Elele dergisi için bozdu.
Çocukluğundan beri kamera önündesin. Küçük yaşta bu piyasanın içinde bulunmanın avantajları ve dezavantajları ne oldu senin için?
- Kendi adıma avantajları olduğuna inanıyorum. ılk olarak 13 yaşında “Dadı” dizisiyle başladım. Sorumluluk sahibi olmanın verdiği his, insanın daha doğru kararlar almasına yardımcı oluyor. şöyle bir şey de var tabii, eğer yanlış seçimler yapsaydım, gerçekten ait olduğum yerin burası olduğunu hissetmiş olmasaydım, o zaman ciddi problemler yaşayabilirdim o yaşlarda. Çocuk yaşta bu işe başlayan herkesin çok iyi yönlendirilmesi lazım. Ailelerinin yanlarında olması ve mutlaka psikolojik destek almaları gerek. Birçok zorluğu da oldu tabii. Çocuk işçi sınıfında çalışıyorsunuz bir bakıma. Hem okul, hem iş... Ama hiçbir zaman büyük sorunlar yaşamadım. Çünkü kendimi buraya ait hissettim hep. Dışarıda aklım kalmadı.
“Ait olduğum yer burasıydı” diyorsun. Bunun farkına ilk ne zaman vardın?
- Baleye başladığımda 4 yaşındaydım. Baleden sonra çoğu arkadaşım konservatuvara geçti. 13 yaşlarındaydım ve “ne yapsam” diye düşünüyordum. O dönem okuldan bir arkadaşım reklam filminde oynamıştı. “Ben de böyle bir şey yapmak istiyorum” dedim. Kast ajansına resmimi gönderdim. Beni “Dadı”nın seçmelerine çağırdılar. Ailem de “Hevesi geçsin” deyip beni seçmelere götürdü. ış ciddileşince Haldun Dormen’in ailemi ikna etmesi gerekti. Böylece hem televizyonla hem de tiyatroyla tanışmış oldum.
BEN ARTIK BÜYÜDÜM
Arkanda hep annenin ismini duyuyoruz. Kararlarını almanda ne kadar etkili?
- Proje seçerken tabii ki onun fikirlerini alırım ama danışacağım profesyonel isimler de var etrafımda. Gerçi en son kendi içimde karar veriyorum. Çünkü kendi karar verdiğin şeyin sonucu seni hiçbir zaman şaşırtmaz.
Nasıl bir anne-kız ilişkiniz var? “Zamane kızları ve anneleri” konseptli bir reklam filminde oynadınız...
- Annemle çok iyi iki arkadaş gibiyiz ama onun koyduğu garip bir mesafe de var. Bunu bilirim ve annemden hâlâ çekinirim. Ailemle hiçbir zaman kopukluğum olmadı. ınsanın asıl dünyasının ailesi olduğunu düşünüyorum. Reklam filmi hikayemiz de şöyle: Reklam filminde oynadığımız firma bir araştırma yapmış. “En çok sevilen ve örnek alınan genç kız kim” diye. Çıkacak ismin ve annesinin rol alacağı bir reklam düşünmüşler. Benim ismim çıkmış anketten, bunun üzerine bana ulaştılar. Anneme ilk sorduğumda, “Asla beni bulaştırma” dedi ama sonra ikna etmeyi başardık. Çünkü çok güzel bir hatıra olacaktı bizim için.
Biraz yeni filminden konuşalım. “Romantik Komedi”deki rolün, liseli kız imajını kıracak türden mi?
- Canlandırdığım Didem karakteri, 26 yaşında ve metropol hayatı yaşayan, çok eğlenceli biri. ızleyenler gerçekten de bu filmde beni biraz daha farklı ve büyümüş görecek.
Bu filmle birlikte artık yeni bir Sinem’le tanışmış olacağız sanırım. Sen nasıl hissediyorsun bu dönemde kendini?
- Aslında geçen sene başladı insanlar sormaya, “Sende bir değişiklik var ama ne?” diye. Sonra “Bulduk, sen büyümüşsün” gibi yorumlar geldi. Bu bana keyif veriyor. Çünkü sürekli kendimde yeni bir şeyler keşfediyorum. Daha keşfedecek çok şey olacağını da biliyorum. Bir projeyle cebimdeki her şeyi dökemem. Aslında cebimde birçok not var. Ben bunları yavaş yavaş izleyicilere sunmak istiyorum. Bu yüzden her gelen teklifi kabul etmiyorum, her gelen işi yapmıyorum. Acelem de yok, “her yerde olmalıyım, her şeyi ben yapmalıyım” gibi bir hırsım da... Tek bir isteğim var, o da doğru işler yaparak yavaş yavaş ilerlemek.
KUSURLARIMLA BARIŞIĞIM
Sinem Kobal nasıl bir genç kız?
- Kendi halinde bir genç kızım ben. ışim bittiğinde hayatıma yaşıtlarım gibi devam ediyorum. Beykent Üniversitesi Sahne ve Gösteri Sanatları Yönetimi Bölümü son sınıftayım. Arkadaşlarımla, ailemle olmaktan keyif alıyorum. Ben mesleğin getirdiklerine -şöhret denirse buna- zaten çok alıştığım için bu beni çok da kendimden uzaklaştırmıyor. Sadece hayatım biraz daha kısıtlı, ister istemez biraz daha dikkat etmek zorundayım. Tek zorlandığım yanı bu.
Kendinde sevmediğin özellikler var mı?
- Aslında kendimle barışık biriyimdir. Kusurlarımla da barışığım. Ama beni üzdüğü için en sevmediğim yönüm duygusallığımdır. Bir de bazen çok fevri olabiliyorum.
Son günlerde hakkında çok fazla haber okuyoruz. Sen bu haberleri okuduğunda neler hissediyorsun?
- Ben yazdan beri hiçbir yere ne konuştum ne de tek kelime bir şey söyledim. Ama bir şekilde senin adına bir sürü haber çıkıyor ve bunun sonucunda insanlar seni farklı değerlendirebiliyor. Bu tabii ki çok yorucu bir durum ama maalesef bizim mesleğimizin getirisi. Ben artık çok fazla umursayıp kendimi yıpratmıyorum.
ARDA’YLA ÇOK MUTLUYUZ
Ama sen de, Arda da çok göz önünde olan insanlarsınız ve bu şöhretin sonucu olarak insanlar da merak ediyor.
- Tabii ki göz önünde olduğun zaman insanlar seni merak ediyor. Bunu saygıyla karşılıyorum. Bu mesleği yaparken gazetecilere, magazincilere hakaret etmek kadar saçma bir şey yok. Birbirini tamamlayan bir sektördeyiz. Ama bunun bir sonu yok ki... Yaşadığım ve bulunduğum durum ortada. Olabildiğince yara almadan uzak durmaya çalışıyorum. Çünkü ben çocukluğumdan beri çalışıyorum ve emek veriyorum. Bunun sonucunda da sadece işimle ilgili konuşmak istiyorum. Bu konularla ilgili konuşmayı sevmiyorsam ve özel hayatımı göz önünde yaşamak istemiyorsam, bu da benim en doğal hakkım.
Peki nasıl korumayı düşünüyorsunuz ilişkinizi?
- Bunu ilk defa burada söylüyorum. Bir ilişkimiz olduğu doğru... şu an kalbim çok güzel bir aşkla dolu, Arda’yla çok mutluyuz. Ben de çocukluğumdan beri çalışıyorum. O da çocukluğundan beri çalışıyor. ışlerimizle gündeme gelmekten mutlu olan insanlarız. Elimizde olmadan istesek de, istemesek de bu ilişki gündeme geliyor. Çok göz önünde olmayıp, işlerimizle ön plana çıkmak istiyoruz.
KİMSE BENİ DEĞİŞTİREMEZ
Arda’nın senin rol aldığın projelere karıştığı yönündeki haberlerle ilgili ne diyeceksin?
- ınsan ne işle uğraşıyor olursa olsun; özgüven, sevgi ve aşka dayalı bir ilişkisi varsa bu konulara dair sorun yaşamaz. Herkesin karakteri ve yaptığı şey bellidir. Kimse kimseyi değiştiremez. Ben arkadaşlarımda, ailemde, sevgilimde de olduğum gibi mutluysam mutluyumdur. Diğer türlü hiçbir şeyin anlamı yok zaten.
Sinem_Aysel
SinemKobalFan♥Üye
Kayıt Tarihi : 14/11/09Mesaj Sayısı : 41Başarı Puanı : 46Rep Puanı : 0